8 Mart 2009 Pazar

CHP'nin Açılımları

Genel Olarak Açılımlar
29 Mart 2009 yerel seçimleri yaklaşıyor. CHP ise açılım üstüne açılım yapıyor. Bu açılımların çoğu (belki de en dikkat çekicileri demeliyim) müslümanlara (biz müslüman değil miyiz?) yönelik. Bu açılımlara en büyük tepki ise yine CHP'nin içinden geliyor. CHP'li olmayanlar ise bu açılımların samimi olup olmadığını soruyor.

İster CHP bu açılımlarında samimi olsun isterse hem laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla birilerini suçladıktan sonra seçimler yaklaştığında kendisi ilginç açılımlarda bulunmuş olsun (CHP'nin halkçılık ve cumhuriyetçilik karşıtı eylemlerin odağı olması bir kenarda dursun), isterse din istismarı (dinle alakası ve dine hizmet gibi bir ideali olmadığı halde dini öğeleri oy toplamak için kullanması) yapıyor olsun, şurası muhakkak ki CHP dinden anlamadığının farkında değil. Dinden anlamayan bir partinin yaptığı açılımdan ne hayır beklenir? Güzün gelişi yazdan bellidir. İlk fırsatta çatlamaya başlayacaktır muhakkak.

Erhan Topal CHP'nin açılımlarının neden inandırıcı olmadığını şöyle anlatıyor:
Anormal olarak kendine has özellikler ile temayül eden tek parti ise CHP.
Açılım üzerine açılım yapıyor.
Soru şu?
Buradaki açılım, özde mi?.. Sözde mi?...
Büyükanıt Paşa’nın kulakları çınlasın.
Aslında CHP’nin halk çizgisine yaklaşması güzel bir durum.
Yıllardır kopuk olduğu halkın içine girmesi, onlardan bir kısmını da içine alması, alışılmış bir durum değil.
Başörtülü, çarşaflı insanların CHP flamaları altında bulunmasına gözler alışık değil.
AK Parti Grup Başkan Vekili ve Yozgat milletvekili Bekir Bozdağ, CHP'nin açılımlarını şu şekilde değerlendiriyor ve özetliyor:
"Bundan önce bakarsanız, Bosna'ya başörtüsü götürmüştü. 3 Kasım'da Yaşar Nuri Öztürk'ü arabanın üzerine çıkarıp ayet, hadis okuyordu. Bir başka açılımı vardı. Kemal Derviş'i yanına alıp başka bir fotoğraf veriyordu. Başörtülülerle yaptığı mücadele ile dünyayı dar eden CHP, seçim yaklaşınca çarşaf açılımı yaparak bir adım attı. Ondan sonra bir bakıyorsunuz CHP Kur'an kursu açılımı yapıyor. CHP'nin tarikatlarla ilgili mücadelesine herkes şahittir. Bir bakıyorsunuz, tarikatçıları yanına alarak bu sefer tarikat açılımı yapıyor. En son yolsuzluk açılımı diye bir açılım yaptı. Nerdeyse her gün bir CHP'li belediye başkanı tutuklanıyor. Türkiye'de CHP'ye ait belediye adeti az, yüzde orana vurursanız neredeyse yüzde 25'inin gözaltında veya yargılanmakta olduğunu görüyorsunuz. Büyük bir yolsuzluk açılımı yaptı, büyük bir iftira açılımı yaptı"
Türban Açılımı
Nasıl Başladı?
Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldıran Anayasa değişikliğini iptal ettiren CHP, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla başörtüsünü yeniden hatırladı.

Deniz Baykal, İstanbul'da partiye katılım töreninde başörtülü bir partiliye CHP rozeti taktı. Türkiye'de "yeni bir siyaset rüzgarının hızla esmeye başladığının işaretlerinin görüldüğünü" söyledi. (Şubat 2008)
Baykal, 'türbanlı' kadına CHP rozeti taktı

Takiyyeye mi ki?
CHP, 22 Temmuz seçimleri öncesinde 'başörtüsü'nün seçim malzemesi olarak kullanmıştı. 22 Temmuz seçimleri öncesinde Sakarya'daki seçim otobüsünde kullanılan fotoğrafta 'başörtülü' kadın figürüne de yer verildi. CHP, Yozgat'ta ise mitinge katılan kadınlara başörtüsü dağıttı.
Seçimden seçime

Sonra ne olduysa oldu ve Baykal, Ocak 2008'de türban yok dedi.
Baykal: "Türban dışarıdan dayatılan bir kıyafet"

Şubat 2008'deki başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliğini de iptal ettirdi.

29 Mart yerel seçimleri yaklaşırken yeniden başlayan başörtüsü açılımları Demirel taktiği şeklinde yorumlandı.
CHP'den Demirel taktiği

Kasım 2008'de CHP Erzurum İl Başkanı Nevzat Özpeker,
"Parti olarak başörtüsüne değil, türbana karşıyız. Kur'an-ı Kerim'i Diyanet İşleri Başkanı kadar bilirim, türban rahibe örtüsüdür. 6 yıl önce kaybettiğim eşim de başörtülüydü."
diyerek kendince başörtüsü - türban tartışmalarına son noktayı koyduğunu sandı.
CHP: "Türban rahibe örtüsüdür"

Çarşaf Açılımı

Açılım Böyle Başladı
Eyüp'te Kasım 2008 de gerçekleştirilen partiye katılım töreninde, Güzel Laçin adlı bir kadına parti rozeti takan CHP Genel Başkanı Baykal, yine Kasım ayında Gaziosmanpaşa'da çok sayıda türbanlı ve çarşaflı kadına rozet taktı.

Sultangazi'de "Başkaban Baykal" tezahüratlarıyla kürsüye çıkan Baykal
"Kimse seni inancından, mezhebinden, etnik kökeninden, memleketinden dolayı kınamasın. Hepimiz eşitiz. Hepimiz kardeşiz. Hiçbir dışlama yok. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Siyaseti inanç, mezhep, memleket ayrımıyla yapmayacağız. Bakın aramızda türbanlısı var, Kürtler, göçmenler var. Hepimiz kardeşiz, birbirimizi seviyoruz. Birbirimize ihtiyacımız var."
dedi.
Baykal çarşaflılara CHP rozeti taktı (Sultangazi)

Ama Kafa Aynı Kafa
CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Akaydın, Vakit muhabirinin
"Bazı CHP'liler çarşaf açılımının taktiksel bir konu olduğunu söylüyorlar. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?"
şeklindeki sorusuna
"Elbette. Kitle partisi olarak vatandaşın oyuna talip olmak ayrı bir şey. Anayasa gereği türbanlıları üniversitelere almamak ayrı bir şey"
karşılığını verdi.
Yasakçı Akaydın: Çarşaflıya rozet, taktik icabı!

Seçimlere 14 gün kala ise CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı Gürsel Tekin, Halkevleri ile Çiçek Bar'daki toplantısında çarşaf açılımı sebebiyle tepki gösteren bir vatandaşa,
"Eğer böyle yapmazsak geçen seçimde aldığımız oyda kalırız. Oylarımız yükselmez. Siz iktidar olmamızı istemiyor musunuz? Başka projesi olan arkadaş varsa sunsun onu gerçekleştirelim"
dedi.
Tekin'den itiraf barda geldi!

CHP Rozeti Vakası
Baykal'ın sağ kolu olan Sevigen, belediye başkan adayları belirlenmeden önce herkese "Seni başkan yapacağız" diye söz vermiş.

Ama parti yönetimi, Ercan Karabayır'ın Sultangazi'den adaylığını onaylarken, Eyüp’teki kara çarşaflıların lideri Emin Atmaca'yı devre dışı bıraktı.

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)'nin çarşaf açılımını başlattığı Eyüp'te belediye başkan aday adayı olan Emin Atmaca, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen'in kabul edilemez şahsi talepleri nedeniyle adaylıktan çekildiği açıkladı. CHP lideri Deniz Baykal'ın ilk rozet taktığı çarşaflı kadınlar da rozetlerini iade ederek CHP'nin kendilerini kandırdığını söyledi.
Çarşaflı CHP'liler böyle rozet attı (Eyüp)

Kıymet Hanım Vakası
CHPli üyeler "provakatördür" deyip çarşaflı bir kadını tartakladı, ona tükürdü, onu itip kaktı, onun çarşafını yırttı, ona ve muhabirlere küfür etti. Otobüstekiler sorunu çözmüşken dışardakilerin bu kadar abartması gerekli miydi? Yoksa bastırılan nefret mi ortaya çıktı?
CHP otobüsünde çarşaflıya dayak
CHP'lilerin dövdüğü çarşaflı konuştu

Mescit Açılımı
Başörtüsü ve çarşaf açılımından sonra Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer, CHP'nin kapılarının herkese açık olduğunu belirtip, genel merkezde mescit bulunmamasını eksiklik olarak niteledi.
Genel merkez binasına mescit gündemde

Ancak 8 bin 700 metrekarelik arsa üzerine kurulu ve 27 bin 400 metrekare kullanım alanına sahip Genel Merkez Binası’nda dokuz metrekarelik de olsa, “namaz kılınabilecek bir yer ayrılması” teklifi bile CHP’de tepkilere sebep oldu. Proje doğmadan öldü.

Kur'an Kursu Açılımı
Şubat 2009'da Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen, şu açıklamayı yaptı:
"CHP’yi sanki dine karşı bir parti gibi tanıttılar, aslında hiç öyle bir şey yok. Her mahalleye, mahalle evlerini kuracağız. Bu evlerde değişik etkinlikler yapılacak. Bunun yanında Kur'an kursları da verilecek. Kur'an öğrenmek isteyen çocuklara, Diyanet'in denetiminde, müftülükler ile işbirliği içinde bunu yapacağız. Her mahallede bunu yaygınlaştıracağız. Yani o mahallede ihtiyaç olan her şey o evlerde gerçekleştirilecek.
Sefa Sirmen'den Kur'an Kursu savunması

Birkaç gün sonra çarşaf açılımının aktörlerinden bir bölümünün CHP rozetlerini iade ettiği saatlerde Baykal, Sirmen'in her mahalleye Kur'an kursu açacağı yönündeki vaatlerini yerinde ve doğru bulduğunu kaydetti.
Kur'an eğitimi ciddi bir ihtiyaç

Baykal, Sefa Sirmen'in Kur'an kurslarına ilişkin açıklamalarını değerlendirirken, Kur'an-ı Kerim'in yaşı uygun olan çocuklara doğru bir biçimde yasalara uygun olarak öğretilmesinin herkesin önceliği olması gerektiğini söyledi. Kur'an kurslarında sadece ezber yapıldığını söyleyen Baykal,
"Kur'an-ı Kerim'in sadece ezberlenmesi şeklinde değil, ruhunun ve özünün doğru bir biçimde anlatılması, öğretilmesi şeklinde bilinçli, sorumlu, yetkili unsurlar eliyle ailelerinin izniyle öğretilmesinde büyük yarar var."
diye konuştu.
Baykal'dan Sirmen'in Kur'an Kursu önerisine destek

Sirmenin açılımı tepki görünce, Sirmen yanlış anlaşıldığını açıkladı:
"İnandığım için bu projeyi gündeme getirdim ama projenin takdimi biraz farklı oldu. Bu proje 'her mahalleye kuran kursu' değil, kuran kursu da verilebilecek 'her mahalleye mahalle evi' projesidir. Mahalle Evi'nde emeklilerimiz orada gazete, dergi, kitap okuyup, sohbet ederek vakit geçirebilecek. Öğrencilerimiz okul çıkışlarında etüt yapabilecek, ders çalışabilecek. Hazırlık kursları, dil kursları, bilgisayar kursları verilebilecek çok amaçlı bir mahalle evi olacak. Bunun içinde de yaz tatillerinde Kuran öğrenmek isteyenlere, anlamını bilmek isteyenlere müftülüklerle işbirliği yapılarak, onların tayin edeceği eğitmenlerce Kuran da öğretilebilecek."
CHP'nin açılımı Kur'an kursu değil 'mahalle evi' projesiymiş

Başbakan Tayyip Erdoğan CHP'nin bu açılımını eleştridi. Sol partilerin birçok Kur'an kursunun kapısına kilit vuran 28 Şubat kararlarına verdiği desteği hatırlatan Erdoğan, "Bunu mahalli seçimlerde gündeme getirmenin anlamı ne? Bu işi 15 yaşa çıkaranlar siz değil misiniz? Bunun mücadelesini, kavgasını verenler siz değil misiniz?" diye sordu.
Kur'an öğrenme yaşını 15'e çıkaran siz değil miydiniz?

Mahalle Evi projesi içinde bile olsa, bu açılıma partinin yerel seçim programında yer verilmedi.
Kur'an Kursu açılımı lafta kaldı

Tarikat Açılımı
Yerel seçimlere hazırlanan CHP, çarşaf açılımı ve her mahalleye Kur’an kursu projesinin ardından Kadiri tarikatının İstanbul’daki liderlerinden Abdül Hafız Aydın’a da parti rozeti taktı.
CHP'den tarikat açılımı

Tarikat açılımının üzerinden ancak bir hafta geçti ki CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, ailesinden ayrı ilde okumak zorunda kalan orta öğretim öğrencilerinin "tarikatların ağına düştüğü" uyarısında bulundu.
CHP'li vekil: Çocuklar tarikat ağına düşüyor

Çok fazla gürültü olmadan bu olay sessizliğe büründü.

Başörtülü Aday Açılımı
Yine çarşaf ve Kur'an Kursu açılımlarından sonra CHP, Ankara Nallıhan'da başörtülü aday gösterdi. Halen Belediye Meclis üyeliği yapan Meryem Bıçkıcı, bu kez Deniz Baykal'ın onayıyla Belediye Başkan adayı gösterildi. Bıçkıcı, "Deniz Bey'le iki kez başörtülü olarak görüştüm. Adaylığım sırasında kimse bana 'başörtün ne olacak' diye sormadı ama seçilirsem yasalar neyi gerektiriyorsa onu yapacağım" dedi.
CHP'de şimdi de başörtülü aday

Aslında bu durum iki nedenden dolayı bir açılım sayılmaz.
  1. Birincisi Bıçkıcı, İslam'ın değil CHP'nin emrettiği, sözde Anadolu kadınının örtünme şeklinde yani kaküllerin ve boğazın görüneceği şekilde örtünüyor. Bu, CHP'nin İslam dinine karıştırmaya çalıştığı hurafelerden birisi olarak tarihe de geçti.

  2. İkincisi ise CHP'nin
    "istediği(miz) zaman açsın, diretmesin, takıntı yapmasın, devlet emri (yasası) daha önemli desin, Allah'ın emrini bir kenara itebilsin, "din ayrı devlet ayrı" cümlesini bir ayet gibi benimsesin"
    anlayışından doğan girişimlerinin bir mahsülü.
İmam Aday Açılımı
Çarşaf açılımının ardından CHP'de bir başka gelişme daha oldu. Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bedir, yerel seçimde Sultanbeyli İlçesi'nde CHP'nin belediye başkan adayı olması neredeyse kesinlik kazandı.
CHP’den 'imam aday' açılımı

Sonra bir gelişme daha oldu ve ilahiyatçı aday Bedir, "başörtüsü yasağını kaldıracağız, Ayasofya'yı da ibadete açacağız" dedi. Ancak çözümün, CHP'nin başörtüsünü sorun olarak görmeyi bırakmasında olduğunu CHPli olmayan herkes bildiği için, CHP başörtüsünü sorun olarak görmeye devam ettiği müddetçe ve CHP başörtüsüne karşı o kadar mücadele verdikten sonra bir belediye başkan adayının bu vaadini nasıl gerçekleştireceği merak konusu.
Ayasofya ve başörtüsü açılımı

Acaba şaka mı yapıyor yoksa gayet ciddi mi derken verdiği röportajda ciddi olduğunu gösteriyor.
Türban'ı çözeceğiz, Ayasofya'yı açacağız

Bir süre sonra Milliyet Gazetesi de Bedir ile röportaj yaptı ve bu röportajda Sultanahmet Camii'nden sürgün edildiğini ileri sürdü. Bunu da cami duvarlarına AK Parti bayraklarını astırmamasına bağladı
Camiye bayrak astırdım

Diyanet ise bu çıkışa sert cevap verdi. İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Bedir'in soruşturma geçirmesinin görev ihmali ve göreviyle bağdaşmayan konulardaki cemaat şikâyetleri üzerine yapıldığını açıkladı. Çağrıcı, Bedir'in Sultanahmet Camii'inden alınıp başka camiye tayin edilmesinden sonra 2,5 yılda toplam 634 gün rapor alarak göreve gitmediğini belirtti.
CHP'den aday olan imam, 2,5 yılda 634 gün camiye gitmemiş

Osman Nuri Bedir hakkında araştırma yaparken, Nisan 2008'de Kutlu Doğum Haftası tartışmalarına da katıldığını öğrendim. Gerçek Gündem'e yaptığı açıklamada 14 – 20 Nisan tarihleri arasında kutlanılan Kutlu Doğum Haftası'nın bir süredir 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı'na denk getirilmek istendiğini ifade ediyor. Ayrıca
"İbadetin sessizce ve gizlice yapılması Kur'an da öğütlenmiş ve buna uymayanları peygamber şiddetle uyarmıştır."
diyip ibadetin gizliliği konusunda akıllarda uyandırdığı soru işaretini de gidermeyerek CHP'nin ekmeğine bal sürmüş oluyor.
'Kutlu Doğum'a imam itirazı

İstanbul'un Sultanbeyli ilçesinde imam Nuri Bedir'i aday gösteren CHP, Ankara'nın Beypazarı ilçesi için de benzer bir hamle yapıyor. Parti yönetimi, adaylık için eski imam İsa Varlı'da karar kıldı.
CHP’ye ikinci imam aday

Diğer Açılımlar
CHP'nin insanların dini duygularını kullanan bunlardan başka açılımları da oldu. Hac açılımı, kandil simidi açılımı, imam aday açılımı... Ancak bunların bazıları gayri ciddi olduğundan,, bazıları kurum içinde kabul görmediğinden sadece haber linklerini vermekle yetineceğim.
CHP Hac Açılımını Da Başlattı

CHP'li aday, başörtüsünden sonra camide kandil simidi dağıttı

CHP dinden ne kadar anlar?
Halk arasında acıyla karışık espiriler dolaşır CHP hakkında. Denir ki:
"Bıraksanız CHP'ye ezanı Türkçe okutur, kurbanda tavuk kestiren ilahiyatçılar yetiştirir, Mehmetçik Vakfı'na bağış yapmayı en büyük sevaplardan sayar, "çalışmak da ibadettir ne diye zorluyorsunuz namazı, çok istiyorsanız kazasını kılarsınız" der, dine olmadık şeyler sokar. Farz nafile ayırmadan "ibadetler de gizli yapılır" diyerek insanların ibadetlerini yerine getirmemeleri için onlara bahane buluverir. Adeta bişeyin tercümanlığını yapar."
Belki CHPli birisi bunların hepsinin temelinde iyi niyet olduğunu ispat edebilir. Ancak CHP'nin temeli maddi menfaate dayandığı için CHP'nin din ile ilgili garip uygulamalarının temeli de maddi menfaatlere dayanıyor. Bir CHPli sizin Ramazan veya Kurban Bayramınızı kutlarken "milli birlik ve beraberliğimizin geliştiği şu bayramlar..." gibi bir cümle kurar. Devlet işinin aksamaması için "çalışmak ibadettir" sözünü benimser. Ancak çok masum görünen bu düşünceler din açısından ciddi sorunlara neden oluyor.

Aslında halk ile CHP arasındaki uyuşmazlık da burdan kaynaklanıyor. Halk CHP'nin çok bilmişliğinden ve sürekli hurafe diyerek dine müdahale etmesinden (ve müdahale edip asıl hurafeciliği kendisinin yapmasından) rahatsız. CHP ise halkı geri kafalı görüp onlara acıyıp onları çağdaşlaştırmaya din sözde takıntısından kurtarmaya, dinin dahi milli menfaatler doğrultusunda kullanılmasına çalışmaktadır.

CHP'nin dine karşı "dinin faydalı kısmını kabul ederiz" tutumu CHP'nin peşinden gidenlerin dinden uzaklaşmasına, dinde reforma girişmesine sebep olmaktadır. CHP sadece bir parti değil, modern devletler seviyesine ulaşmak için gerekirse namusunu verecek (ve verdirecek) zihniyetin sembolüdür. Nitekim Kemal Paşa
"Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkumdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz!" (Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası: Atatürk-Karabekir, Yayına hazırlayan: İsmet Bozdağ, Emre Yayınları, Aralık 1991, s.143)
demişti.

Sonuç olarak, CHP zihniyetini değiştirmeden ne kadar açılım yaparsa yapsın, yaptığı açılımların sakar bir devekuşunun yarısı çıkmamış tüyleri gibi başkalarının gözüne batmaya devam edeceği ve bu açılımların hepsinde yapmacık olduğunu belirtren mühür gibi bir kusur bir aksaklık olacağı aşikar.

İsteğimiz odur ki CHP dine karışmasın. İşi ehline versin. Din hakkında ister açıkça isterse arada kaynayan bir tarzda yorum yapmasın. Hani olur ya ben bilirim ben halledebilirim diyip işi alan birisi o işi berbat eder ve eline yüzüne bulaştırır. Ben isterim ki böyle bir şey artık yaşamayalım.

7 Mart 2009 Cumartesi

Bağnaz Diyen Bağnaz

"Din ayrı devlet ayrı" bağnazlığıyla milletinin diniyle uğraşmaktan olmasın sakın bizim uzaya çıkamamamız. Milletim bilir ama,
Gözlerini at gözlükleriyle kapatan
Hakikatlere kulaklarını tıkayan
mısralarında anlatılanlara ulaşır belki sözüm.

Türkiye’nin "kaybettiği" Tuğba’yı İngiltere kazandı

Tuğba Yumak, özel davetle girdiği Liverpool Üniversitesi Genetik Mühendisliği bölümünü birincilikle tamamlayarak mezun oldu.

Aldığı doktora tekliflerini değerlendiren Tuğba Yumak, vereceği karara göre akademik çalışmalarına devam edeceğini söylüyor.

Tuğba Yumak’ın başarısını özellikli kılan temel etken başörtülü olması. Tuğba başarısını İngiltere’ye borçlu değil, ama İngiltere Tuğba gibi bir öğrenci kazanmasını Türkiye’deki başörtüsü yasaklarına borçlu.

Yumak Akademik çalışmalarına İngiltere’de devam edeceğini söylüyor, çünkü "başörtüsü" Türkiye’de hala büyük bir sorun.
"Liverpool Üniversitesi’ne girişte ve öğrenim dönemi boyunca başörtüm hiçbir zaman sorun olmadı. İngiltere’ye 15 yaşımda gelmiştim ve o zaman girdiğim okulun müdürü başörtüme karışmadığı gibi dinî vecibelerimi yerine getirebilmem için bana özel oda bile tahsis etti"
diyor Tuğba Yumak.

Lisede de, üniversitede de tesettüre uygun giyimine hep saygı gösterildiğini anlatıyor. Nitekim üniversite diplomasını alırken de hiç sorun yaşamamış Yumak. Üniversite eğitimini ve bundan sonraki akademik hayatını Türkiye’de sürdürmeyi arzu etmiş etmesine.

Ama tercih ettiği kıyafetinden dolayı bunun mümkün olmadığına dikkat çekiyor. Çünkü Türkiye’deki gelişmeleri yakınen takip ediyor:
“Gönül isterdi ki edindiğim tecrübe ve birikimimi, kendi ülkemdeki gençlerle paylaşabileyim. Ama şartlar bizi yurtdışına savurdu. Yabancı bir ülkede de olsa eğitimimi ve kariyerimi sürdüreceğim.”
Dünya Bülteni